31 Aralık 2006 Pazar

bi de ankaradan

biz sessiz sedasız jelatin hanımla buluştuk efendim. en bi capon halimle gidip fotoğraf çekmeden döndüm gerçi. sağlık olsun. neyse, laf lafı açtı, hatta daha çok benim laflarımı açtı galiba, sanki fazla bi konuştum. olur ööle, di mi?
yolda bi düşündüm, kelimeyi buldum: ayarında, kararında bi insan kendisi. valla tam ööle. şimdi bu ne demek açıklamakla uğraşmiycam. iyi bi şi ama:) hani soğuk nevale biri değil, mutluluk çıbığı değil. ayarında. ondan bundan, ama kıvamında.
hatta tahmin ediyim, kesin "ilk tanıştığımda/gördüğümde sinir olmuştum sana" lafını çok duyuyodur kesin, benim gibi. öyle diil ama. mıcır mıcır sevgi pıtırı değil kendisi, olmasın tercihen. ama "ne iyi oldu yaa bu, iyi ki buluştuk" dediğinde yapmacık bi sırıtış yok yüzünde, valla iyi olmuş onun için yani, samimi. evet yaf bi de bu kelime: samimi. sanıldığından daha az manyak, göründüğünden daha çatlak. iyi ki buluştuk hakikaten, meraklardaydım.
çok sevdim ben bi kez daha yeni birini. blogger birini. ankaradan birini. akdeniz bölgesinden sıcakkanlı birini. jelatin hanımı.
o biraz yılbaşı koketi olarak gelmiş idi, bense kafasındakuşolankız'dım. natura. karşılıklı ufak hediyeleştik. sonra karşılıklı "allahtan eli boş gelmemişim, mahçup olurdum"laştık. şeker bi insan kendisi. dinlerken gözlerini kocaman açıp gözünüzün içine bakma gibi harika bi huyu var, dinlediğini hissediyosunuz. dedikodu da yaptık efendim, merak etmeyiniz. güldük sonra. yemedik ama içtik, şaraplandık. o sordu ben anlattım. galiba arada ona da söz hakkı verdim ben ya da belki cevap hakkı falan doğmuştur, o da anlattı. tunalı-abaza köprüsü-ipek ongun-ankara gençliği diliyle.
ben teknolojik tebrik işini sevmem; ama olsun bu yıl bi tuhaf; bayram yılbaşına, yılbaşı haftabaşına denk geldi. kutlayalım madem:
hepbiri kutlu olsun okuyucu, hatta 2007 kez kahkahalarla gülün bu yıl.
dönüş yolunda taksiciden alıntı:
"abla bu gece yılbaşı, bayramı boşverip içsinler ki ben bayramı kutlayabileyim."

4 yorum:

jelatin dedi ki...

Ben anlatacak şeyi olan insanlara bayılıyorum. Sonsuza dek dinlemek istiyorum. Anlatacak şeyi olan insanlara özeniyorum. Kimi zaman onlar anlatırken ben içimden, "Neden benim anlatacak bir şeyim yok?" diye üzülüyorum. Figen olsa, her şeyi anlatırdı. Hahah, Figen. Her akademisyenin korkulu rüyası.

Teşekkür ederim Deryik. İyi ki geldin.

deryik dedi ki...

ay yok figen olmaz, korkutur o beni :) senin de var anlatıcak şeyin aa, nası yok?! farkında diilsin belki :)

ben teşkür. yine yapalım efendim, bize de bekleriz :)

Adsız dedi ki...

anlatacak şeyi olmasa o blog nasıl dolacaaaak ! jelatin the pesimist. tabi ayarındaaa pesimist.

deryik dedi ki...

ferhatt: di mi yani, hiç işte :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker