16 Temmuz 2009 Perşembe

cici kız pozu

fotoğraflarda "ayakları içe dönük duran sevimli kız" pozunun sonu gelsin nolur. biri bunun sevimli değil bir rahatsızlık olduğunu söylesin. nolur yahu.

anlatiym.

küçükken ben, sınıfımız 62 kişi filandı, tavşan bile yapılmayacak kadar kalabalıktı. bahar vardı, ayakları doğuştan raşitikti. rahat yürüyemezdi. 4 yılda 2 ameliyat geçirdi, 3 dönem kaybetti, bi şekilde hep arayı kapadı. bahar gelir okula, sonra bir ameliyat, bahar aylarlarlarca yok. her okul çıkışı, o 62 çocuğun bi kısmı baharın etrafını sarardı, diğer sınıflardan koşarak çıkanlar devirmesin diye, onunla birlikte okul kapısına giderdik, babası alırdı. babası kapıcıydı. kapıcı olmak ayıp bi şi olmadığı için "apartman görevlisi" gibi isimler uydurulmamıştı o zaman. "sekreter" de denirdi mesela, "yönetici asistanı" filan gibi bi kalıbı yoktu. ola ki bi salak velet baharı düşürürse, bizim şubenin erkekleri görev bilinciyle o veledi döver, adam eder, bahardan özür diletirdi. baharın düşmesi, bahara çelme takılması veya onunla alay edilmesi gibi bir şey pek mümkün değildi yani. neyse, raşitik ayak, ameliyatlar, aylarca aylarca hastane, parasızlık içinde bir baba, kıvırcık saçlı dünya gülüşlü baharın beyaz saç bandı, kocaman çınar ağaçları kaplı sokakta baharın o ağır ve ağrılı yürüyüşü..

ilkokulumun, çocukluk anılarımın bir kısmı bunlar. ben istanbuldan uzaklaşırken bahar son ameliyatı sebebiyle sınıfta yoktu ve hiç vedalaşamadık, ben ziyaretine gidemedim.

işte tam bu ve benzeri sebeplerle, muhtelif fotoğraflarda "ne tatlıyım, bakın içimdeki amelie size çiçek veriyor ve ah kelebekler" halinde bir kız ve içe dönük ayaklar görünce ben kabarıyorum. tarifi zor bir alarm ve sinir hali, çocukluktan kalma. o ayakları düzeltmek, o pozu verenleri pediatri/ ortopedi kliniklerinde, saatler süren ameliyatlar yüzünden dokuz doğuran baharın babasının karşısına dikmek ve "kızınız gibi poz vermeyi şirin sanıyorum beyfendi, kameraya gülümseyin" dedirtmek istiyorum ben. hatta baharın karşısına dikmek. baharın parlak gülümsemesiyle onları patlatmasını filan da istiyorum ayrıca.


böyle yani. hani ola ki elimde kamerayla bana denk gelirsiniz, böyle abes bi poz veresiniz tutar, ondan. fotoğrafta kör taklidi, kırık kol taklidi filan yapmıyosak, raşitik poz vermek de bi o derece abes benim için.

dip not: şaşılık da bu kulvarda yer alır. yine ilkokulumda sınıfta şaşılık tedavisi gören 2-3 çocuk olduğu için. insanların hayatlarını çocuk yaşta zorlaştırıp bir sürü tedavi gerektiren fiziki engelleri bi fotoğraf karesi için taklit etmeyi abes buluyorum. espri anlayışım mı kıt, sevimli nedir ben mi anlamıyorum yoksa çok mu ciddi mizaçlı büyümüşüm bilemem; ama durum budur.

ayaklara dikkat blog. adios.

1 yorum:

ESTHER dedi ki...

tek kelimeyle iğrenç o kızlar.. beni inanılmaz sinir eden bir görüntüdür bu, ama diyecek kelime bulamıyordum.. senin yazın sayesinde, kendim konuşmuş kadar rahat ettim. bi de blogger kızlarda görüyorum şöyle yazılar;

"Sevgili blog, bugün miniminiciğimle(sevgilisi) kumsaldaydık. Bunlar da kumsaldaki ayaklarımın şirin fotosu"

ve evet fotoda; bir çift içe dönmüş, 39 numara, über taraklı ayak görüyoruz.. aman ne sevimli..

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker