12 Ekim 2009 Pazartesi

şiddet günlüğü

yine bi şarkının daha nakaratında kitlendik: gezme ceylan bu dağlarda/ seni avlarlar.

bilirkişi raporlarını okurken sıktığım yumruğum yüzünden elimin hep aynı yerindeki deri kalkıyo. yeterince acıyamıyo ki canım, açıyorum yumruğumu kanamadan. ne tatlı di mi insan canı, kendi yumruğuna bile tahammülü yok.

ceylan, o minicik, gözleri kendine büyük gelen haliyle, dağdaki mühimmata vurmuş bıçakla. e o da napsın, patlayıvermiş. mühimmatmış. mühim şeylerden. hadi diyelim ki yuttuk, mühimmat. bence o civardaki çocuklar mühimmata denk gelirlerse elleşmemeleri gerektiğini bilir. hadi diyelim bilemedi, dağ tepe gezer iken mühimmata denk gelme ihtimali olan kaç tane ülke kaldı ki? komşuları geçelim onlar ateş hattı topraklar. avrupa anca nostaljik 2. dünya savaşı kurşunları filan buluyo, hop müzesine koyuyo.

ceylanın yaşı bile farklı: 9, 12 ve 14 okudum. öyle bi yok ki ceylan, 14 yıldır mı yok, 9 yıldır mı onu bile bilmiyoruz.

ben bilmiyorum. bilirkişiler biliyo o bulunan minicik mühimmat nedir, nasıl parçalar, havan topu nedir, dokunan kızın elleri parçalanmalı mıdır, sağlam kalması normal midir filan. annesi de bilmiyodur muhtemelen bu savaş sanatı inceliklerini. kızını bilir o, gözünün kahverengisini, makarnasını neli sevdiğini, ne bileyim işte, en çok hangi şarkıyı sevdiğini filan. bu bilirkişiler oysa, olay yerine ilk ziyareti imama yaptırmadılar mı? korkudan, can güvenlikleri yokmuş. imam fotoğraflamadı mı buraları? 40 mm'lik mühimmattan bahsediyoruz. ceylan DAĞDA 40 mm'lik mühimmatı bulmuş, sonra da tahrasıyla vurmuş, bıçağıyla. istatistik ilmi, olasılıklar dehlizi.

40 mm'lik bir şeye bıçakla vurmayı denemedim hiç.
ben zeytine bile çatalını bi seferde batıramayanlardanım.

normal sandığımız şey ne biliyo musunuz? bomba sesi. yanı başımızda motosiklet egzozu patladığında, bi ben bi de perulu marisol kapandık yere. bombaymış, biz cenin, kulaklarımızı kapayarak, yüzü koruyarak... nedir, ikimizin de birebir bomba tecrübesi dahi yok. biz bombalı yerlerde büyümüşler, hollandalıların eğlencesi olduk. adamlar tepkimize çok güldü. marisol hadi ilkokuldan beri "bombalanma anında alınacak tedbirler" tatbikatı yaşamış, bana ne oldu bilmiyorum. ilkokulda asılsız ihbar ve şişli dışında bi teğetliğim yok.

yani demem o ki, ceylan o dağlara gezmeye gelmiş gerzek bi turist olsaydı, belki belki belki bıçağıyla dürterdi o 40 mmlik mühimmatı. işte sırf bu yüzden, sırf bu yüzden işte, bilirkişiler ceylanı hiç tanımamışlar. o dağların bi kızının yapmayacağı tek şey heralde bu. misket sanar yuvarlar da vurmaz. bence. içgüdüsel. o yüzden bu rapor bir itham: kurban her zaman suçludur.kurban suçludur. kurban, kendi kaşınmıştır.

çünkü biz bu ülkede şiddet fazlasından delirmiş değiliz.
her asabiyetin karşılığı bi küfür, anlaşmazlığın dengi kavga değil.

kadın deyince tecavüz, protestocu deyince cop, çocuk deyince ensest, karakol deyince işkence gelmiyo aklımıza. gecenin bi yarısı polis laf atmıyor kadınlara. erkekler kadınları, kadınlar çocukları dövmüyor. yarı dayanıklı ev aletlerinden sevgili ütü, bi numaralı işkence aracına dönüşmüyor. şiddet fetişimiz yok. "yanlışlıkla" ölen ve yaralananlar listemiz yok.

biz bastırdıkça çıkmıyor bütün acılarımız.
sıktığımız yumruk gibi işte: sonunda kanıyor. kendi kendimizi acıtıyoruz.

bakın buyrun günlük menü: okul, market, heykel, ne isterseniz.
bakın tetikçilik pişkinliğini de normal sanıyoruz. o sırıtıyor, biz havalara bakıyoruz.


bu akşam sıkın yumruğunuzu. kanasın.
deliricez yoksa. herkesin adı birilerinin kara listesinde.
nefretten şiştik, yalanlarla patlıyoruz. ben sinirden, bugün yine, öyle işte.

2 yorum:

yass dedi ki...

bu acıklama neden tskdan yapılmadı sence?

deryik dedi ki...

çünkü hukukçuların yaptığı bir inceleme. bi de TSK'dan gelseydi "hukuğa müdahale" itirafı olurdu :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker