8 Ağustos 2010 Pazar

cehennem hava alıyor.

anneannem öyle der. kapılarını açmışlar, havalandırıyolar. asfalteriten diye de anarız bu havayı, bodrumda mesela sahiden asfalt erir.


hanımların dikkatine! overlok makinesi ayağınıza geldi! halı, kilim, yolluk, paspas kenarına overlok çekilir! 5 dakikada yapılır, hemen teslim edilir! - her pazar bu anonsla sokağımda bir heyecan.

bu havada havuza gidersek güneş çarpmasından yığılabiliriz gibi geldi. klimalı yerler belli, sıradan tavaf. bi de ben önce food inc. üstüne de the cove izleyince, iyice bir her şeyden tiksindim bu ara. bıraksalar sadece menekşemi yiycem, en azından nerden geldiğini filan biliyorum.

kitabımı o kadar sevdim ki bitmesin diye okuyamıyorum. fena.

bu aralar, aslında manşetlerde olması gereken tek haber bence bu.

çünkü bu ülkede bir başbakan, "memur" diye hakaret edebiliyor muhalefet liderine. alay diyelim ya da, ne fark eder. muhalefet de durur mu, hooop anında cevabı yapıştırıyor. duymamazlıktan gelip, bu çukura boğazına kadar gömülmeyip, bi zahmet oy kullanacağımız 23 maddelik paketten bahsedemiyor muhalefet. bahsediyorsa da medya bu "cevaba cevap- lafa laf" halleri, karagözle hacivatlaşmayı manşet yapmayı tercih ediyor. susup, kaale bile almayıp, esas konuyu konuşmak, oltaya yeme gelmemek - olmuyor, olamıyor. bakınız kemal beyler de, o didişmenin dayanılmaz çekiciliğine, "ah nası da kodu lafı" hazırcevaplığının aldığı şak şaklanmaya yenildi. ha mucize beklediğimden değil ama bence muhalefet en bazal haliyle bu olmalı: susabilmek. konuyu sürekli sataşmayla bir lafazanlık yarışına çevirmek, tabii ki hükümetin işine gelecektir. muhalefetin ağzından çıkan kelimeleri bile belirliyor böylece. sakızını ikram ediyor, kemal bey de çiğneyip balon filan patlatıyor. konu çok farklı şeyler olmalıydı, pal sokağı çocukları misali tekerlemelerle birbirine dil çıkartmak değil. sıcakta inanın çekilmiyor. bi de bugün konu referandum değil de genel seçim olsa nolucaktı acaba? seçim otobüsünün lastiklerini patlatmak, mikrofonu fişten çekmek filan heralde bi sonraki aşama.

44 yaşında bir öğretmen, günde 40 lira için, dimdik yürüyerek girmesi gereken okulunda hamallık yapıyor.
bu sıcakta, bu berbat havada, öğretmen olduğu okulda hamallık yaparken fenalaşıp, ölüyor.
muhalefetle hükümet, feshane şenlikleri kapsamında birbirine laf atarak halkı eğlendirebilir. birileri de rica edicem şu nimet çubu.kçuyu sustursun. "seçmeseydi, yapmasaydı" demek, o seçeneklerin berbatlığını değiştirmiyor hanfendi. sizin belirlediğiniz seçenekler olduğunu da. kırk katırla kırık satır arasında tercih yaparken, zaten pek bir şey beklemiyor memurunuz, merak etmeyin. susun, yeter. sahiden.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker