23 Kasım 2010 Salı

selek

sabah sabah, pınar selek'in "bombacı" ilan edildiği haberiyle yine yeniden tanışmak, sinir bozuyor. haber yeni bile değil. olsun.

neydi o deli saçması şarkı: wwww bombabomba koom. ismail ye-ka.sanki komik bir şey, sanki eğlencelik bir şey bomba. gülmemiz, beğenmiyorsak da alay etmemiz gerekiyor. o popüler bir komik. recep ivedik'e de gülemeyenlerdenim, pardon. bir L.K klasiği olan jetski esprisine de gülmüyorum, misal. bombabombakooom diye bir şarkının varlığını tanıyıp üstüne de yorum yapacak sabrım da takatim de yok. yaşlıyım. gıcığım. başka şeylere gülüyorum. mesela en son bi fitness bloguna güldüm filan. öyle.

oysa bomba denen şey, komik değil. alakanız yoksa bile sizinle alaka kurabiliyor. bir tomar uzman çelişe çelişe yıllarınızı yok edebiliyor, emeğinizle, ince ince sevdiğiniz bu ülkeyi zorla size düşman, size kömür karası hale getiriyor. pınar selek, hani o anti-militarist pınar selek. hani bizimki. masal yazarı olan. bomba filan koymadığını hepimiz biliyoruz. fıtratı el vermez. babamın oğlu değil; ama işte o pınar selek. ben biliyorum mesela. hakkında bi halt bilmeyenlerin iki satır gazete haberiyle hüküm verdiği kadın. 12 yıldır, özenle, düzenle. aihm'ye başvurduğunda bile hakkında "al işte vatan hainini gör, şikayet etti bizi" denen kadın.

dünyayı gazete haberlerinin özet başlıklarıyla algılamak, dünyayla böyle tanışmak, karar verilmiş hükümleri ödünç almak, şüphesiz kolaydır. size gösterildiği kadarıyla görmek, şüphesiz ki rahattır. şüphesiz, pınar hanımı yuhalayan 1500 vuruşluk bir köşe yazısını okumak, onun makalelerini, kitaplarını filan okumaktan pratiktir. vakit de nakittir zaten. sunulan lokmaları ham ham yapıp yutuverirsiniz: artık sizin de bir görüşünüz vardır.

pınar selek, başka. o tuhaf bir şekilde umuttur.  bak hala "biz umutluyuz" diyor. onun umut etmesi, yine fıtratı gereği. ne bileyim, bence "aslında zor değil" lafını en güzel taşıyan, gözlerinden parlayarak etrafa saçanlardandır. dedim ya, babamın oğlu, kızı değil. bana öyle geliyor. öyle hissediyorum. hissetmek ne, biliyorum. şimdi ben burdan bakıp bunu görüyorum ya, başkaları nasıl nefret dehşet vahşet görebiliyor, onlar mı başka yere bakıyor, hanigimiz şaşıyız, düşün düşün dur. bulamıyorum.
12 yıl. bi düşünün. 12 yıl. 4380 gün. delirmeden.

çünkü pınar selek'in bu saçma girdapla boğuşması, debelenmesi, acı çekmesi, koparılıp atılması gerekiyordu sahiden. eminim çok iyi gelmiştir kendisine, bize. şarttı bu acılar sahiden. birilerinin hapiste hep çocuk kalması gibi, selek de hep uzak kalmalı çünkü.  bu politikalar, bu kararlar faşist değil yo hayır: liberal. bella. yetmez ama evet veya yetmezse yettirirler gülüüüm. kediye kedi diyormuş başbakan, ben bi adım ilerdeyim, göte de göt demeliyiz bence. faşizana liboş demiyelim. yok yani, o kadar da değil. liberallere ayıp oluyor diycem, inanamayacaksınız. machiavelli bu kadar basit adam değildi şeker. acıya acı diyelim, ihanete ihanet, iftiraya iftira. var mı ki bunlara?

kimileri bu ülkeyle platonik ilişkilere mahkum ediliyor. "sevdim sevilmedim, seveni sevemedim" hali sürüp gidiyor. ve bu normal olmalıymış. hı evet diyp bi sonraki habere geçmeliymişiz. gözlerimizi kocaman açıp, dehşet içinde bakakalmamalıymışız. normal çünkü. bombabombakoom. liberal eğlenceler bunlar. üstünde duracak bir şey yok.

onun için pınar selek'in umudu hepimizin üstünde, biz bakıp gülümsüyor.12 yıla rağmen, bıkkın olsa da küskün olmadığını bilmek de benim vicdanıma yük.o gülümseme canımı yakıyor. aslında zor olmaması gerektiği için, tarifi zor.

böyle tam bir kalp kası kasılması.
rodoplunun mide kanamaları, ne kadar anlaşılır şey. başka ne olabilirdi ki?

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker