20 Şubat 2011 Pazar

can koyusu

burculu haftasonu bir fırtına gibi, esti geçti. o derece ki cemreyle birlikte gelen yağışlar, onun eteğinden döküldü. arkadaşlar iyidir. bi ara ben bi hostelin godmother'ı olmuştum, dün ziyarete gittik, kendisine şerefe dedik. sana bi çatıdan baktım aziz istanbul. sonra civarında tur tur. sonra kahvaltı ne güzel şey, ne mutlu şey. yumurta en lezzetli şey. arkadaşlı kahvaltı - çünkü arkadaşlar iyidir. arkadaşlı vapur, aynen ondan.

*

sonra ben, kendime söz verdiğim filme gittim. 1,5 saat boyunca da doya doya ağladım. neden ağladım bilmiyorum, bi yanım umuttan, bi yanım hırstan - ama üzüntüden değil. ağla firuze ağla. tek başına izlemenin güzellikleri. sonrasında söyleşi vardı. sahiden bir avuçlar, gerçekler ve sahiden çok güzel, çok cesur insanlar onlar. hepsinde aynı sihir var: dayanamıyorlar, oturup kalamıyorlar.

ben tam senoz'u, ikizdere'yi, çağlayan'ı sindirmeye çalışırken, "devam edecek"i kabullenirken - allianoi. boğmuşlar. yürüdüğüm o köprüyü, duvarındaki resimlere baktığım o kulübeyi, sütunları, mermeri, seni beni boğmuşlar. istediler, olmuş. 3 yıldır ettiğim dualar, tuttuğum dilekler sönmüş. başka neyi bu kadar istediler, ne için bu kadar çabaladılar bilmiyorum. canım acıdı, içim sızladı. bi kez daha, son bi kez daha görebilirdim.

çok şey yazmak istiyorum veya siz onun yerine bi bilet alıp filmi izleyebilirsiniz. vadileri, bulut vadilerini görseniz bile yeter. birileri anayasal haklarınızı satıp yerine mandal alıyor. mahkeme anayasanın 56. maddesine göre karar alıyor, yürütme durmuyor. birileri, anlamıyor. çevre ve orman bakanlığının bakakalırları, örneğin vadiler için:
"10 km'lik bi dere üstünde 20 baraj çok diyolar; ama bu 20 tane göl demek. 20 gölün etrafına çay bahçesi yapsan, turizm gelişir, rekreasyon alanı olur. şimdi itiraz ediyolar ama tabii vizyonsuzluktan. ben onları bi yere göndersem, tüm bu işleri bitirdiğimde geri çağırsam, 'ne güzel yapmışsınız' diyecekler. değişimi sindirmek zor tabii ama 20 tane gölü olan, turizme açık bir vadiyi reddetmek, kalkınmaya hayır demek olur"
diyebiliyor. demişler, bu yazdığım şey fıkra değil. kamera kaydı var.

*
birileri, özünüzün 49 yıllığına kiralık olduğunu bildiriyor size. bedeninizi satın almışlar, benliğinizin kullanım hakkını da bi şirkete vermişler. olan biten budur.birileri, anayasal haklarınıza burnunu siliyor. kazandığınız davaların sonuçları o adamlara uğramıyor. her gün böğrünüze bi kepçe iniyor, bi kamyon dolusu taş boşaltıyolar üstünüze, haklarınız, hukuk, adalet, taşların altında kalıyor.
çığlık atmaya üşenirseniz, bu davaya en çok 80 küsur yaşındaki teyzelerin destek verdiğini hatırlayıp utanın, çok utanın. bu mesele, keyif beklemeyen cinsten.
*
diplomama gözüm dalıyor. bakıp kalıyorum. canım sıkılıyor ve hatta sahiden: koyulaşıyor.

2 yorum:

Damlo dedi ki...

biliyodum gideceğini, söyledim ilk aklıma gelenlerdensin. benimkisi martta.

derya dedi ki...

ben bu insanları gördükçe umut doluyorum biraz da olsa.
http://vimeo.com/19937849

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker