20 Mayıs 2011 Cuma

emerald hummingbird

 ben küçükken, barbi filan değil, peluş oyuncak meraklısıydım. 2. derece akrabalarının tamamından farklı bi şehirde oturan bi çocuk olarak "ayy canım torunum, ne istersin benden?"  sorusuna tuhaf yanıtlar verip sınırları zorlamış olabilirim. hiç oyuncak ayım olmadı mesela; ama rakunum vardı. zirve yaptığım sefer, oyuncak, tüylü, deniz kaplumbağası istemiştim. neden diye sormayın. annemin itiraz ve isyanlarına rağmen söyleyivermiştim, sonra bana dik dik bakıp kızmıştı. oysa dedem japonyaya gidiyodu ve o zaman bile biliyodum ki japonlar bunu bile becerebilir. sahiden de getirmişti: yaklaşık 2-3 karış boyunda, yeşil, peluş bir kaplumbağa! "kara kaplumbağasıyla deniz kaplumbağasını nasıl ayırt ettin?" diyebilirsiniz (ben olsam derdim). inanmayacaksınız, gerçek bir deniz gözlüğü vardı! belirtmeden geçemiycem, peluş sevdam bu deneysel çalışmalarla sınırlı kaldı, çok şükür ki 6-7 yaşımdan sonra devam etmedi, yatağımın kenarına dizmiyorum yani. yine de bu kaplumbağa hala evin dehlizlerinde bi yerde duruyo olabilir. 

neyse, bu vesileyle:
sevgili blog, 5. yaş gününü bile fazlasıyla ihmal ettim; ama bu hediyeyi vermek için beklemiş olmama değer.
eskiden olsa fazlasıyla kıskanabilirdim. güle güle oyna.

3 yorum:

mz dedi ki...

Kiskanmak demisken:
http://www.youtube.com/watch?v=LvrcdQWzH-8
Hikayenin sonu da mutlu bitmis ustelik.

mermaid dedi ki...

çok duygulandım ben.

deryik dedi ki...

mz: delice kıskanmak hem de ne biçim! çok mutlu bi şi bunu izlemek :)

mermaid: annelikten o :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker